DTO AB TEMMUZ AYI BÜLTENI HK.

?

Gemi Kaynaklı Emisyonların Kontrolü için AB Eşleştirme Projesi
Dünya ticaretinin %90’ını üstlenmiş olan deniz taşımacılığı en çevre dostu taşımacılık türü olması, çevre üzerinde olumsuz etkisi olmadığı anlamına gelmemektedir. Gemi emisyonlarından kaynaklanan hava kirliliği giderek daha fazla endişe yaratmaktadır. Egzoz emisyonlarının küresel ısınmayı, asitleşmeyi ve hava kalitesinde kötüleşmeyi arttırdığı kanıtlanmıştır. Gemi kaynaklı kirliliğin kıyı şeridindeki yoğun nüfuslu bölgelerde insan sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere yol açtığı saptanmıştır.
Artan deniz trafiğinin insan sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin üstesinden gelmek için, Türkiye gemi kaynaklı emisyonları azaltmak, ilgili uluslararası ve AB mevzuatını uygulamak için ileriye dönük adımlar atmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye’de Gemilerden Kaynaklı Emisyonların Azaltılması IPA Eşleşme Projesi, ülkemizin gemi kaynaklı emisyonları uzun dönemde azaltmasındaki çabalarına katkı sağlayacaktır.
9 Temmuz 2012 tarihinde açılış toplantısı Ankara’da düzenlenen proje ile Türkiye limanlarına gelen ve Türk Boğazları’ndan geçen 50.000 gemiden kaynaklanan emisyonların MARPOL Ek VI gereği ve AB direktifleri paralelinde en aza indirilmesi ve kontrol altına alınması hedeflenmektedir. Bahsi geçen eşleşme projesinin 4 temel amacı bulunmaktadır:
1)Sürekli ve güvenli izleme sistemleri geliştirerek, Türkiye’de gemilerden kaynaklanan emisyonların seviyesi ve dağılımı ile ilgili mevcut bilgi birikiminin geliştirilmesine yardımcı olmak,
2)Gemilerden kaynaklanan emisyonların azaltılması için farklı seviyelerde eylem planları oluşturarak gerekli önlemlerin alınmasını sağlamak,
3)Uluslararası kurallar ve Avrupa Kanunlarına uygun olarak, ve diğer ülkelerdeki en iyi uygulamaları dikkate alarak, bu konudaki Türk mevzuatını geliştirmek için katkıda bulunmak,
4)Gemilerden kaynaklanan emisyonlar alanında özel bir eğitim ile liman denetim hizmetleri işleyişini arttırmak.
Avrupa Birliği bu projeye yaklaşık olarak 1.1 Milyon Euro tahsis etmiştir. Projenin yürütücüleri olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile İspanya Ulaştırma ve Bayındırlık Bakanlığı, T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte projeye her türlü idari katkıyı sağlamaktadır.
2011 yılını kapsayan Paris MOU Yıllık Raporu yayınlandı
Paris MOU 2011 Yıllık Raporu Temmuz ayının başında http://www.parismou.org/Publications/Annual_report/ web adresinde yayınlandı. Geride bıraktığımız sene içerisinde yaşanan gelişmelerin özetlendiği rapor, Paris MOU ile ilgili güncel bilgiler, istatistikler ve listelerden oluşuyor.
Raporda, liman denetimlerinde Yeni Denetim Rejimi (NIR) olarak bilinen denetleme uygulamasının yanı sıra yeni bilgi işlem hizmeti olan THETIS sayesinde ileriye yönelik atılan adımlardan söz ediliyor.  Yapılan denetimler neticesinde beyaz, gri ve siyah listeler olmak üzere ayrılan sınıflandırmalarda Türkiye beyaz listede yerini korumaktadır.
Rotterdam Limanı LNG dolum istasyonu olma yolunda
Rotterdam Limanı tarafından yapılan açıklamalara göre, LNG dolum istasyonu olarak işlev sürdürmeyi hedefleyen Rotterdam Limanı, planlarını gerçekleştirmeye bir adım daha yaklaştı. Verilen bilgi uyarınca, Rotterdam Liman Yetkilisi CEO Hans Smits ile ECT operatör firması, LNG Terminal girişi ile Euromax konteyner terminali arasındaki bölgede “dolum istasyonu” için uygun bir alan hazırlanması için karara ulaşıldı.
Liman tarafından verilen bilgilere göre, 2015 yılında içsularda 50 taşıt, okyanus seyahati yapan 50 gemi ve 500 kamyon LNG ile çalışabilir olacak. LNG yakıtının tanıtılması ve kullanımının desteklenmesi için hazırlanan devlet stratejisi ile ortak bir çalışma içinde olan Rotterdam Limanı, LNG’nin ulaşım yakıtı olarak kullanıldığı takdirde çevre ve sağlık alanlarında olumlu sonuçlar elde edileceğine inanıyor. Ayrıca, LNG kullanımının ülkenin petrole olan bağımlılığını azaltarak, ekonomiye de destek olacağı düşünülüyor.
AB Yolunda Genç İletişimciler “Türkiye’siz AB Eksik Kalır” mesajı verdi
Avrupa Birliği Bakanlığı tarafından, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ın himayelerinde düzenlenen AB Yolunda Genç İletişimciler Yarışması Nihai Jüri değerlendirmeleri, 19 Temmuz 2012 Perşembe günü Avrupa Birliği Bakanlığı İstanbul Ofisi’nde yapıldı. Türkiye genelindeki 45 üniversitede yapılan yarışmada öğrenciler eserleriyle bir kez daha “Türkiyesiz Avrupa Birliği Eksik Kalır” mesajını verdi.
TV, İnternet ve Sosyal Medya Uygulamaları, Basın ve Açık Hava Reklamı ve Radyo kategorilerinde düzenlenen yarışmada, TV kategorisinde birinciliği Anadolu Üniversitesi’nden “it is time for Turkey” adlı eserleri ile Fırat İnce, Mustafa Uysal, Bengücan Aydan Sarıca ve Barışcan Bozoğlan kazandı.
İnternet ve Sosyal Medya kategorisinde birinciliği Kocaeli Üniversitesi’nden Mustafa Tuncer ve Yasin Işık “Eureka” adlı eserleri ile kazanırken, Basın ve Açık Hava Reklamı Kategorisinde birincilik ödülünü TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi’nden Rabia Beyza Göçer  “Color Blindness ” adlı eseri ile almaya hak kazandı.
Radyo kategorisinde ise birincilik ödülünü Kocaeli Üniversitesi’nden Aygün Kaplan ve Onur Karakaş, “Avrupa Birliği Yıldızlar Karması” adlı eserleri ile almaya hak kazandı.
Deniz Kirliliğine müdahale için teorik EMSA çalışmaları
Gemi kazalarının yol açtığı deniz kirliliği ile mücadelede önemli çalışmalara imza atan EMSA, kaza gerçekleşmeden hazırlıklı olmayı sağlayabilmek için sektörü eğitmeye devam ediyor. 2 gün süren ORSEC 2012 çalıştayında katılımcılara sunulan senaryo, Fransa kıyılarındaki Saint Nazaire bölgesinde bir gemi ile çarpışan ro-ro gemisinin çok zor durumda kaldığı idi. Arama kurtarma, zorda olan gemiye destek, deniz kirliliğinin engellenmesi gibi başlıklarda alınması gereken önlemler ve yapılması gereken eylemler katılımcılar tarafından belirlendi.
EMSA gemilerinin de kullanıldığı tatbikatlı çalışmalar, ORSEC 2012, XAVEGA 2012 ve BONNEX 2012 Mayıs ve Haziran aylarında Avrupa’nın farklı noktalarında, ulusal denizcilik otoritelerinin işbirliği ile gerçekleştirildi. Hazırlanan senaryolar gereğince katılımcıların süreci belirleyip yönettikleri çalışmaların, deniz kirliliği hususunda hazırlıklı olunması için bilinç oluşturmak olan amacına ulaştığı belirtiliyor.
Avrupa Birliği Çevre Ödülleri sahiplerini buldu
Sürdürülebilir şirketlerin başarılarını takdir etmek amacıyla Avrupa Komisyonu tarafından iki yılda bir düzenlenen Sürdürülebilirlik İçin İnovasyon-Avrupa Birliği Çevre Ödülleri, 18 Haziran 2012, Çarşamba günü İstanbul Hyatt Regency Hotel’de gerçekleştirilen bir törenle sahiplerine teslim edildi. REC Türkiye ve TÜSİAD işbirliğinde düzenlenen Sürdürülebilirlik için İnovasyon-Avrupa Birliği Çevre Ödülleri Türkiye Programı’nda; Yönetim, Ürün ve Süreç olmak üzere üç kategoride ödül verildi.
Yönetim kategorisinde, stratejik vizyon sahibi ve sürdürülebilir kalkınmaya yapılan katkıyı sürekli geliştirmeye devam etmek ve kurumsal bir yönetim sistemine sahip olmak en önemli kriterler arasında yer aldı. Yönetim kategorisi kriterleri kapsamında Tofaş Türk Otomobil Fabrikası A.Ş birincilik ödülüne layık görülürken; Akbank, Coca Cola İçecek A.Ş. ve Bosh Sanayi ve Ticaret A.Ş. de finale kalarak ödül almaya hak kazandılar. Ürün kategorisinde de inovasyon temelinde çevre dostu yeni bir ürün veya hizmet geliştirilmesi jürinin temel değerlendirme ölçütleri olarak belirlendi. Bu ölçütler ışığında ürün kategorisinde KROS Teknolojik Ürünler A.Ş.’nin Türkiye’de tıbbi sıvı atıkların insan sağlığına ve çevreye zararsız hale getirilmesi konusunda bir ilke imza atan NEUTRALAB cihazı ödüle layık görüldü. Bu kategoride finale kalarak ödül alan diğer şirket ise AGT Ağaç Sanayi A.Ş. oldu. Süreç kategorisinde ise şirketler yenilikçi bir üretim teknolojisinin geliştirilmesi ve uygulanmasına göre değerlendirildi. TAI- TUSAŞ-Türk Havacılık ve Uzay San. A.Ş., şirket sürecinde oluşturduğu yenilikle, tesislerinde proseslerde kullanılan toksik ve kanserojen krom (+6) ve krom içeren atıkların azaltılmasını sağladığı uygulama ile birincilik ödülünü alırken, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Artema Armatür Grubu da finale kalarak ödül almaya hak kazanan bir başka firma oldu.
AB’ye vize muafiyeti Türkiye için bedelsiz değil
AB Komisyonu'nun Ankara'ya sunacağı vize muafiyeti eylem planı taslağında, vizelerin kaldırılmasında dikkate alınacak faktörler arasında, Türkiye üzerinden yasa dışı yollarla AB'ye giren ya da girişte yakalanan üçüncü ülke vatandaşlarının sayısında kayda değer düşüş sağlanması önem arz ediyor. AB sınır güvenliği ajansı Frontex'in verilerine göre geçen yıl Birlik sınırlarında yakalanan 141 bin kaçak göçmenden 55 bini Meriç üzerinden Yunanistan'a geçmek üzereydi ve bunların büyük çoğunluğu Afganistan ve Pakistan'dan yola çıkmıştı. Frontex, Afganistan ve Pakistan'dan ilticacı sayısının çatışmalar ve istikrarsızlık nedeniyle gelecek yıllarda da yüksek olacağını tahmin ediyor.
AB Komisyonu, bu iki ülkeye ilaveten İran ve Irak başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden ve son dönemde Batı ve Kuzey Afrika'dan kaçak göçmenlerin de kullandığı Türkiye rotasının, Bulgaristan ve Romanya'nın Schengen bölgesine dahil olmaları halinde buraları da kapsayacak şekilde çeşitlenmesinden endişe ediyor. Türkiye ve AB sınırlarında yakalananlar haricinde yasa dışı yollardan girdikleri Birlik üyelerinde iltica başvurusunda bulunanlar arasında da Türkiye rotasını kullandığı varsayılanlar ön sıralarda yer alıyor. Frontex, AB'ye kaçak göçte Türkiye üzerinden gelenlerin payının dönem dönem yüzde 50'lere ulaştığı görüşünde.
AB Komisyonu, vize muafiyeti önerisi için ayrıca Türkiye'den vize başvurularında reddedilme oranının düşmesini, havaalanlarından geri çevrilen, AB'de yasa dışı ikamet eden ya da AB üyelerine iltica başvurusunda bulunan Türk vatandaşı sayısının azalmasını ve yasa dışı yollardan AB'ye girdikleri için Türkiye'ye iade edilmek istenen üçüncü ülke vatandaşlarını geri kabul oranının artmasını dikkate alacak.
Avrupa, Ekonomik ve Parasal Birliğin geleceğini tartışıyor
Küresel ekonomik krizin sarstığı AB ülkeleri, Eurozone içerisinde istikrarın sağlanması ve parasal birliğin en makul şekilde yönetilmesi için çabalıyor. 28 ve 29 Haziran 2012 tarihlerinde Eurozone ülkelerinin liderleri, Euro bölgesinde istikrarın sağlanması amacıyla bir seri önemli kısa vadeli tedbir üzerinde anlaşmaya vardılar. Ekonomik ve Parasal Birliğin kuvvetlendirilmesine dönük daha uzun vadeli bir vizyon ise 2012 sona ermeden geliştirilmiş olacak.
"Towards a Genuine Economic and Monetary Union" (Gerçek bir Ekonomik ve Parasal Birliğe Doğru) başlıklı raporun ele alınmasının ardından AB üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Herman Van Rompuy'a Komisyon, Eurogroup ve Avrupa Merkez Bankası başkanlarıyla da yakın bir işbirliği sergilemek yoluyla "gerçek bir Ekonomik ve Parasal Birliğe uzanacak spesifik ve zamansal olarak belirli bir çizelgeye dayalı yol haritası" oluşturması yönünde çağrıda bulundular.
Raporda ana hatları çizilen geleceğe dönük EMU vizyonu, dört ana yapı taşından oluşuyor: 
• Entegre bir mali çerçeve
• Entegre bir bütçe çerçevesi
• Entegre bir ekonomi politikası çerçevesi
• Güçlendirilmiş bir demokratik meşruiyet ve hesap verebilirlik.
Üye ülkelerin bu yapı taşlarına sadık kaldıkları takdirde parasal birliğin güçleneceği ve kriz yönetiminin kolaylaşacağı belirtiliyor.
Bilgilerinize arz ve rica ederiz.
                                                                           Saygılarımızla,
                                                                           İsmail ASASOĞLU
                                                                           Genel Sekreter V.

Dağıtım:    Bilgi:
Gereği    - YK Başkan ve Üyeleri
Tüm Üyelerimiz (Web)